Cari Açık Sanayiciyi Korkutuyor

Cari Açık Sanayiciyi Korkutuyor

Temmuz ayında 1 milyar 999 milyon 923 bin dolar ihracat rakamıyla bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 31`lik bir artış yakalayan Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB), 2011`in ilk 7 ayında 12 milyar 852 milyon dolar ihracatla yüzde 17`lik artış yakaladı.

İhracattaki artışın ithalatta da büyük bir oranla sürdüğünü belirten UİB Koordinatör Başkanı Şenol Şankaya, "Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye, ithalat ve tüketimle büyüyor. Bir ülkeyi başarılı kılan sır, yurttaşlarının refahseviyesini artıran ve küresel düzeyde bir güç haline getiren ithalatta gösterdiği başarı değil, aksine üretim, istihdam ve bunlara bağlı olarak ihracatta gösterdiği başarıda gizlidir. İthalattaki bu artış trendi bizler için bir uyarı mekanizmasından çıkmış ve alarm zili çalmamızı zorunlu kılacak bir merhaleye ulaşmış durumdadır" dedi. UİB, temmuz ayında 2 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşmayı başardı. Yılın ilk 7 ayındaki toplam ihracat ise 12 milyar 852 milyon 694 bin dolara yükseldi. Bu geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17`lik artışa denk gelirken, UİB`in 1 Ağustos 2010-31 Temmuz 2011 arasındaki yıllık ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 artış göstererek 20 milyar 389 milyon dolara yükseldi. Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği`nin temmuz ayındaki ihracatı 48 milyon 221 bin liraya ulaşırken, geçenyılın aynı ayına göre yüzde 5`lik bir yükseliş yakaladı. Yılın ilk 7 ayında 318 milyon 771 bin dolarlık bir ihracatla yüzde 13`lük başarıya imza atan birlik, yıllık bazda ise bir önceki yıla göre yüzde 11 artış göstererek 532 milyon 439 bin dolar rakamını yakalamayı başardı

"TÜRKİYE `KRİZ` SÖZCÜĞÜNÜ BİR SÜREDİR UNUTTU" UİB Konferans Salonu`nda basın mensupları ile bir araya gelen UİB Koordinatör Başkanı Şenol Şankaya, Bursa`nın üretim ve ihracatta önemli başarılara imza attığını, zaman zaman sıkıntılar yaşansa da sürekli ilerlemeyi başardıklarını söyledi. Dünyanın 2008`in üçüncü çeyreğinde patlayan ve hala etkisi süren ciddi bir krizi yaşadığını ifade eden Şankaya, "Komşumuz Yunanistan yanarken, ABD büyük bir sancı yaşarken, AB`nin birçok ülkesi her an derin bir krize yuvarlanma endişesi taşırken Türkiye bir süredir`kriz` sözcüğünü unutmuş vaziyette. Peki her şey güllük ve gülistanlık mı? Tabii ki hayır. Dünya henüz büyük krizden çıkışın küresel reçetesini bulabilmiş değil. İflas eden münferit ülkelerin bir domine etkisiyle çevresini sarma riski çok yüksek. Ortadoğu`da hala belirsizlikler sürüyor. Suriye siyasi krizle boğuşuyor. Bunlar kuşkusuz dış kaynaklı ve küresel risklerdir" diye konuştu

"TÜRKİYE TARİHİ BİR FIRSAT YAKALADI" İç kaynaklı risklere ciddiyetle eğilmek gerektiğini belirten Şankaya, Türkiye`nin tarihsel olarak büyük bir fırsat yakaladığını ve bu fırsatı değerlendirip değerlendirmeyeceğinin bu dönemde atacağa adımlara bağlı olduğunu dile getirdi. Şankaya, "Birçok ülkenin iç sorunlarıyla uğraştığı dönemde Türkiye, bölgesinde ve dünyada ekonomik ve siyasi bir güç olarak etkin bir konuma gelebilir. Bu yönde küçümsenmeyecek adımlar atıldığını da biliyor ve görüyoruz. Bu adımları yeterli bulmuyoruz. Türkiye önemli biryatırım ve üretim merkezine dönüşebilir. Türkiye`yi 2023 yılına kadar önümüzdeki 12 yıllık süre içerisinde yıldız bir ülke ve küresel ağırlığı artmış bir güce dönüştürülebiliriz" şeklinde konuştu

"HER YIL YÜZDE 7-10 BÜYÜME TRENDİ YAKALANMALI" Türkiye`nin her yıl yüzde 7 ile 10 arasında bir büyüme yakalaması gerektiğini vurgulayan Şankaya, "Bunu kendi iç pazarımızla başarmamız mümkün değil. Bunu ancak üretim ve ihracatla başarabiliriz. Rekabet avantajı ve üstünlüğü olmadan büyüyemeyiz. Hepimiz şunu artık açık ve net biliyoruz. Teknoloji, AR-GE ve inovasyon Türkiye`yi yıldız ülke yapacaktır" açıklamalarında bulundu. İhracatın ithalatı karşılama oranının ilk 6 ayda yüzde 65,6`dan yüzde 54,9`a gerileğini hatırlatan Şankaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Açıklanan son rakamlara göre Türkiye, dünyada en hızlı büyüyen ilk birkaç ülkesinden birisi. Ancak rakamların bize gösterdiği gibi Türkiye ithalat ve tüketimle büyüyor. Bir ülkenin ihracat yapması kadar ithalatının da olması doğaldır. Hatta bazen zorunlu ve kaçınılmazdır. Ancak unutulmamalıdır ki, bir ülkeyi başarılı kılan sır, yurttaşlarının refah seviyesini artıran ve küresel düzeyde bir güç haline getiren ithalatta gösterdiği başarı değil, aksine üretim, istihdam ve bunlara bağlı olarak ihracattagösterdiği başarıda gizlidir. Bir süredir ihracattaki artışa karşın ithalatta da büyük artış trendi görüyoruz. Hatta bu artış trendi bizler için bir uyarı mekanizmasından çıkış alarm zili çalmamızı zorunlu kılacak bir merhaleye ulaşmış durumdadır." "TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİL" Son dönemde 1.70`in biraz üzerine çıkan dolar kurunun Merkez Bankası`nın müdahalesiyle hemen 1.70`in altına indiğini ve kur savaşlarının yaşandığı bir dünyada Türkiye`nin dövizi, ithalatı teşvik edecek bir seviyede tutamayacağını belirten Şankaya, "Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye sanayicisi ve üreticisi sanayicisi eskisi gibi değil. Bizler artık küresel rekabette tek rekabet parametresi olarak fiyatı ve buna bağlı olarak kur rejimini görmüyoruz. Katma değerler üretmemiz gerektiğini, yenilikçiolmamız gerektiğini, teknoloji, moda ve trenee bir süredir `kriz` sözcüğünü unutmuş vaziyette. Ped oluşturmamız gerektiğini bizler de kabul ediyoruz. Ama bizim desteklenmemiz gerekiyor. Ülkemizin `reel büyüme` ivmesini yakalaması için bu şarttır. Bu kapsamda yapılacak her türlü çalışmaya da sonuna kadar destek vereceğimizi bildirmek istedim. Türkiye`nin ihracata odaklanmasıyla birlikte, birçok soruna hızlıca çözüm bulacağı hep birlikte göreceğiz. Umudumuz önerilerimizin dikkate alınması ve Türkiye`nin liderülke olma yolunda emin adımlarla ilerlemesidir" diye konuştu

Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu ise, ocak ve temmuz ayı içerisinde 11 milyar dolar ihracat yapıldığını söyledi. Almanya, Birleşik Krallık, Rusya Federasyonu, İspanya ve Belçika ile ihracatı artırdıklarını kaydeden Sabuncu, "Fransa, İtalya, Portekiz, Yunanistan ve Tunus`ta azalış var" dedi

"AVRUPA`DAKİ KRİZ BİZİ ETKİLER" Sabuncu, AB ülkelerinin ihracattaki payının yüzde 75 olduğunu ve 8 milyar 245 milyon 690 bin dolar ihracat yapıldığının altını çizdi. Sabuncu, "Birlik olarak en büyük ihracat yaptığımız ülke son zamanlarda da trendi olumlu seyreden Almanya`dır. Fransa ve İtalya`daki ihracatımızda düşüş var. Rusya ile ihracatlar hızlı bir şekilde artıyor. Afrika ülkeleri ve Yunanistan`a ihracatımızı etkiledi. Bizim yılsonu 20 milyar dolar hedef beklentimiz var. Ancak Avrupa`da yaşanan bu kriz bizim bu beklentimizi birbaşka bir zamana itebilir" mesajını verdi. 2011 yılı hedefinin 18 milyar dolar olduğunu ama ilk 6 aylık trendde yaşanan olumlu hava sebebiyle yılsonu beklentilerinin 20 milyar dolara ulaştığını ifade eden Sabuncu, Afrika ve Suriye`de olan olayların kendilerini olumsuz etkilediğini ve son 7 ayda ihracat oranlarının düştüğünü ifade etti. Sabuncu, Avrupa`da yaşanan muhtemel bir krizin kendilerini olumsuz yönde etkileyebileceğini dile getirdi. Yapılan ihracatlarda AB ülkelerinin payının yüzde 75 olduğunu hatırlatan Sabuncu, "AB`de sıkıntı olursa heryeri etkileyecektir. İhracat miktarlarında düşme olacak" dedi

"CARİ AÇIKTA MAKAS SÜREKLİ AÇILIYOR" Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı (UTİB) İbrahim Burkay ise, Hollanda, Çin ve Kore gibi ülkelerin yüzde 30 üzerinde performans artışı sergilediğini söyledi. Önümüzdeki 50 yılda Türkiye`nin aynı potada değerlendirildiğinde ihracattaki yüzde 20`lik artışın yeterli olmadığını vurgulayan Burkay, "İthalatta ise yüzde 40 artış var. Makas sürekli açılıyor. Özellikle para politikaları ile tüketimi kısarak üretim ve istihdamın üzerine baskı yapmak yerine Türkiye`nin ihracatta çok ciddi anlamda mutlakaperformansını yüzde 30`lara çıkartılması gerekiyor" diye konuştu. İhracatı yüzde 30`lara çıkartacak reformlara ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Burkay, "Sektör bazında esnek çalışmayı sağlayacak, kıdem tazminatına çözüm getirilmeli, mutlaka işveren ve çalışan üzerindeki baskısı ortadan kaldırılmalı. Türkiye, şu anda üretim için çok uygun bir zaman tüneline girmiş durumda. Artık işverenin üzerindeki istihdam baskısı ve yükler korku oluşturmamalı. Süreç iyi yönetilmeli. Reformlar yapıldığı takdirde Türkiye kriz dediğimiz bu dönemde fırsatlara gebedir. Bu kriz iyiyönetilmeli" şeklinde konuştu

"AVRUPA TÜRKİYE`NİN EN ÖNEMLİ PAZee bir süredir `kriz` sözcüğünü unutmuş vaziyette. PeARI" Burkay, tekstil sektörünün Avrupa`da yaşanan olası krizlere yönelik alternatif ülkelere yönelebileceklerini belirterek, "AB ülkelerinde kendi firmalarımızla ilk seyahatimizin başlangıcı umutsuz başlıyor. Avrupa`daki krizin etkisi hemen hissediliyor. Almanya önemli bir pazarımız. İtalya ve İspanya kendini toparladı. İtalya`da bu krizin hangi boyutlara gideceği belli değil. Güney Amerika bölgesi çok önemli. Çalışmalarımız var. Avrupa, Türkiye`nin en önemli pazarı. Bir an evvel krizi atlatır. Avrupa`dahükümetler güçlü değil. Çok kolay karar alamıyorlar. Bu da krizin sürecinin uzamasını gerektiriyor" ifadelerini kullandı. Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB) Başkanı Orhan Gençoğlu da, ihracatın arzu edilen noktaya getirilmesi halinde bile ithalatın önüne bir türlü geçilemediğini söyledi. Gençoğlu, "Yılladır söylüyoruz. Bir gün gelecek bu cari açık büyük sorun olacak dedik. Türkiye ithalat cenneti oldu. En büyük sorun cari açıktır. Bu ani çıkış ve inişlerin ihracat için faydası yok. Çok geride kaldı. Meyve ve sebze mamulleri sektörü olarak 1 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz. 250 bin tarımsal ürüntedarikçimiz var. Yaklaşık 2 milyon dekar üretim alanımız var. 850 bin kişi sektörümüzden bir değer kazanıyor. Tarımda yaklaşık 4 milyar dolar civarı sübvanse yapılıyor. Ekmeyene de dönüm başına doğrudan destek veriliyor. Katrilyonlar gitti. Lütfen ekene destek verin. Yanlış yerlerde bu teşvik kullanılıyor. Ne olursa olsun Türkiye yine bir tarım ülkesidir. Bu toprakları çok iyi değerlendirelim" dedi

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile