'İsrail İnsaniyetten Uzak Davrandı'

  Gazze ' ye yardım taşıyan gönüllülerin bulunduğu Mavi Marmara gemisine Isparta ' dan uğurlanan İnsani Yardım Vakfı İl Temsilcisi Halil İbrahim Kardaş ( 52 ) , ailesine kavuştu . İstanbul ' a geldikten sonra dün uçakla Antalya ' ya inen ve oradan kara yolu ile Isparta ' ya gelen Kardaş ' ı ailesi , vakıf üyeleri ve sevenleri coşkuyla karşıladı .
Kardaş , Isparta ' ya gelir gelmez , ayağının tozuyla basın mensuplarının karşısına çıktı . O kabus gibi geçen 3 günü anlatan Kardaş , İsrail ' in gözaltına alınanlara hiç de insani davranmadığını söyledi . Pazar günü İsrail ' in savunma filosunun yarısını gemilerin seyahatini engellemek için görevlendirdiğini belirten Kardaş , " Gemilere taciz sözlü olarak başladı . Daha sonra gemiye yaklaşmaya çalıştılar . Gemideki arkadaşlar belli bir noktaya kadar askerleri geri püskürttü . Botlarla giremeyeceklerini anlayınca
helikopterle indirme yapmaya başladılar . İlk inen 4 askeri arkadaşlarımız etkisiz hale getirdi . Bunlardan bir tanesi korkudan 2 bin 500 metre derinliğindeki Akdeniz ' in sularına atladı . Diğer 3 ' ü gemiye alındı . Diğer gemiye inenler ise sürekli plastik mermi , gaz bombası , ardından da gerçek mermi kullanmaya başladılar . Vakıf başkanımız etkisiz hale getirilen askerlere dokunulmamasını istedi . Ardından İsrail askerleri geminin hakimi oldu . Bu esnada 19 kişi öldü 40 yaralı oldu " dedi .

" İSRAİL KARTONDAN DEVLET "
Kesinlikle gemide silah olmadığını kaydeden Kardaş , " Eğer birkaç silahımız olsaydı hepsini esir almak içten bile olmazdı . İsrail askerleri ödlek , korkak , yüreksiz . Bunu bizi Tel Aviv ' de hapishaneye götürdükleri yerde de gördük . İsrail kartondan bir devlet . Devlet gelenekleri bile yok . Adeta çadır devleti . Baskıya , şiddete , teröre bağlı bir devlet . İsrail ' in yarını yok " ifadelerine yer verdi .
Yaralılara ilk müdahalenin gemide yapıldığını haber veren Kardaş , 13 doktor ve sağlık görevlisiyle birlikte her birinin vücuduna 3 ' er 5 ' er plastik mermi saplanmış yaralılardan bu mermilerin çıkarıldığını aktardı . Kardaş , " Gemideki o can havli çabaları görmek gerekirdi . Fakat buna rağmen kimse şikayetçi değildi . Herkes olanlara katlanıyordu . Sadece benim yanımda 2 kişi vuruldu ve hemen yakınımda 5-6 tane ses ve gaz bombası patladı " dedi .
Pazartesi sabah 4 ' ten itibaren 12 saat boyunca gönüllülerin 3 bölmede bekletildiğini kaydeden Kardeş , " Ellerimizi plastik kelepçeyle kelepçelediler . Yiyecek , su vermediler . Bir yetkiliyle konuşmamıza fırsat vermediler . Ellerine fırsat geçmişken tüm psikolojik baskıyı kullanmayı bildiler . Ardından gruplar halinde Tel Aviv ' e götürdüler . Ancak her yaptıkları hareketi bilerek ağırdan alıyorlardı . Bu zaman zarfında ellerimiz hep kelepçeliydi . Hapishane hayatı 24 saat sürdü . Orada da aynı baskılar devam etti .
İsrail ' in hapishanelerini de görmüş olduk . Burada insani davrandıklarını söyleyemeyiz . Her fırsatta eskinin ve one munite ' ın intikamını almaya çalışıyorlardı . Bu düşmanlığı sözlü olarak söylemiyorlardı ama bilinç altında belli oluyordu . Türklere karşı düşmanlık besledikleri çok belirgin . Bizden hiç hazzetmiyorlar " diye konuştu .
" Bu gemi yarın kalkacak olsa yine bu yolculuğa çıkardım " diyen Kardaş , çoğu kişinin geri dönemeyeceği duygusuna kapıldığını da kaydetti . Kardaş , " Geri dönmeme düşüncesi hiç aklımızdan çıkmadı . Savaş ortamında gibiydik . Herkes de kaygı vardı " dedi . Bazı özel kimselere farklı şeyler verilmiş olabileceğini de kaydeden Kardaş , " 8-10 kişilik özel gruba 7 kez sorgulama düzenlendiğini biliyoruz . Hatta bir arkadaşımızın sorgulamada kolu kırılmış " diyerek sözlerini noktaladı .