Mısır'da bundan sonra ne olacak? Abdurrahman Dilipak'tan çarpıcı yorumlar

Yeni Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak Habertürk'te yayınlanan Gün Ortası programında Mısır'da yapılan kanlı müdahaleyi yorumladı.

Askerlerin bu kaos ortamını büyütmek istediğini savunan Dilipak, 'Bu kadar büyük bir askerin yenilebileceğini inanıyor musunuz?' sorusuna şöyle yanıt verdi:

'Kendi içinde çözülecek. Zaten bu çözülme başlamıştı. Hem er düzeyinde silah bırakma çağrısı yankısını bulacaktır hem de komuta düzeyinde bunun böyle gitmeyeceğini anlayacaklar.'

"KONTROLLÜ BİR GEÇİŞ OLACAK"

Halkın üzerine ağır silahlarla saldırıldığı yönünde bir bilgi paylaşan Dilipak, 'Görünen o ki askerler çok köşeye sıkıştılar. Kontrolü kaybettik diye batının müdahale etmesini isteyecekler. Çaresizlik içinde bunu yapıyorlar. Batı öyle sanıyorum ki; kendisi gelmek istemeyecektir, boğulur. İkinci derecede orduda çok fazla öne çıkmamış kişiler darbeci General Sisi'yi bir kenara itecekler. Onlar yeni bir diyalog süreci başlatacaklar. Seçime gidip, Mursi'yi nerede tutulduğu belli olmayan bir yer değil de, daha halkın ulaşabileceği bir yerde tutacaklar. Ama yine kontrol etmeye çalışacaklar. Meclis'i çalıştıracaklar ama sadece seçim kararı alıp geçici bir seçimle hükümet kuracaklar. Yani kontrollü bir geçiş olacak' şeklinde konuştu. Dilipak şöyle devam etti:

'Yine biz yaptık ama Sisi bunu yüzüne gözüne bulaştırdı. Ordu ülkesine sahip çıktı anlamında Batılıların da razı olacakları, İhvan'ın da bu şartlarda tamam bari seçime gidelim diyeceği bir ortam olacak. Ama seçim çözüm değil. Şu anda yüzde 80 ile gelir. Yani burada Batı'nın çaresizliği, İsrail'in çaresizliği, Sisi'nin çaresizliği bu. Aslında çözüm de yok.'

'TÜRKİYE NE YAPABİLİR?'

Abdurrahman Dilipak, Türkiye'nin ne yapabileceği yönündeki soru üzerine ise şunları söyledi:

'Türkiye, Mısır'a son derece dosthane bir ülke. Biz orayla birebir kardeşiz. Zaten onların korkusu şu Mısır, Türkiye, Suriye üçünü aynı dosyada mütala ediyorlar. Bu batılıların kafasında israil'in varlık ve güvenlik sorununa dönüştü. Biz aynı tehditlerle yüz yüzeyiz. Taksim'de de bu böyleydi, 28 Şubat'ta da böyleydi, Ergenekon'da da böyle, Balyoz'da da böyle. Bunlar farklı cepheler değil. Topyekün saldırıya geçtiler ve başka çareleri yok. Müslümanlarla oturup dünya barışı için, dünyada bugüne kadar sürüdürülen manipüle edilen siyasi dengeleri yeniden adaletten, hürriyetten, barıştan yana bir düzen içerisinde çözmeleri gerekiyor.' BEYAZ GAZETE