Bitlis Öğretmenevi'ndeki çalıştayda konuşan Van 14. Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürü Mustafa Şentürk, biyoçeşitliliğin en basit anlaşılabilir anlamıyla canlıların oluşturduğu çeşitliliğin tamamı olduğunu söyledi.
Yeryüzünde bakterilerden mantarlara, bitkilerden hayvanlara milyonlarca canlı türünün yaşadığını ve bu canlıların hepsinin biyolojik çeşitliliği oluşturduğunu ifade eden Şentürk, şöyle konuştu:
'Yeryüzünde yaklaşık 2 milyon canlı türü var. Hala keşfedilmemiş türlerle bu sayının 5 ile 15 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Biyolojik çeşitlilik neden önemli? İnsanoğlu temel 12 tarımsal ürüne bel bağlamış olsa da yaklaşık 7 bin bitki türünü besin olarak kullanıyoruz. Dünya çapında yaklaşık 70 bin bitki türü geleneksel ve modern tıp için kullanılıyor. Çağın hastalığıyla ilgili olarak kanseri önleyici pek çok bitki mercek altındadır. Biyolojik çeşitliliğin bize sağladığı hizmette neredeyse sınır yok. Atıkların ayrıştırılması, hava ve suyun temizlenmesi, toprağın korunması, su taşkınlarının düzenlenmesi gibi sayamayacağımız kadar fazla hizmet sunmaktadır. Son yıllarda yaşadığımız iklim değişikliğine karşı tek güvencemiz belki de biyolojik çeşitlilik.'
'Tüm bu hizmetin ekonomik değeri hesaplansa ortaya nasıl bir tablo ortaya çıkar?' diye soran Şentürk, şunları dile getirdi:
'Yalnızca tozlaşma aracılığıyla elde edilen meyveler düşünülerek yapılan hesaplamada ortaya şu sonuç çıkmaktadır. Böceklerin küresel ekonomik değeri yıllık 850 milyar liradır. Dünya ekonomisinin en az yüze 40'ı biyolojik kaynaklardan elde ediliyor. Mühendisler, bilim insanları ve tasarımcılar için biyolojik çeşitlilik eşsiz bir esin kaynağı. Günümüz teknolojisini oluşturan pek çok ürün doğadan esinlenerek icat edilmektedir. Biyomimikri denilen bu alan sayesinde su geçirmez, hafif, yapışkan ve aerodinamik malzemeler üretiliyor. Bu yok oluşun temelinde ne yazık ki insan etkisi önem arz etmektedir.'
Buna karşı insan nüfusunun 2050 yılında 9 milyarı geçeceğinin düşünüldüğüne işaret eden Şentürk, bunun da habitat kaybı, habitat bozulması ve doğal kaynakların biyolojik çeşitliliğin aşırı tüketimi anlamına geldiğini vurguladı.
Toplantının asıl amacı olan biyokaçakçılığın önem arz ettiğini bildiren Şentürk, 'Doğadan yabani canlıların ve onlara ait parçaların yetkili makamların izni olmadan toplanması ve yurt dışına çıkartılması olarak tanımlanan biyokaçakçılık veya diğer adıyla biyokorsanlık, ülkemiz adına tehlike arz eden konuların başında gelmektedir. Ülkemize doğadan izinsiz bitki ve hayvan örnekleri toplamak üzere gelen yabancılar, asıl amaçlarını gizlemekte ve elde ettiklerini yurt dışına kaçırmaktadırlar.' dedi.
Ülkeden en fazla böcek, kelebek, bitki, sürüngen ve kuşların bilimsel ve ticarette kullanılmak üzere yurt dışına çıkarıldığını kaydeden Şentürk, Türkiye'nin biyolojik çeşitlilik açısından son derece zengin olduğundan yabancı araştırmacılar için bir çekim merkezi ve geniş bir malzeme deposu olma özelliği taşıdığının altını çizdi.
Şentürk, 'Bakanlığımız, bu doğrultuda ülkemizin sahip olduğu biyolojik kaynakların ülkemizin kontrolü dışında çeşitli maksatlarla kullanılmasının önüne geçilmesi ve ülkemizin sahip olduğu kaynaklardan azami faydanın sağlanması amacıyla 'Biyokaçakçılıkla Mücadele' Projesini başlatmıştır. Doğal zenginliklerimizin korunması adına yapılan bu çalışmaların ilimize, bölgemize. ülkemize ve tüm insanlığa faydalı olmasını temenni ederim.' diye konuştu.
Çalıştaya, Doğa Koruma ve Milli Parklar Bitlis Şube Müdürü Nurgül Bulutlu, Doğa Koruma ve Sulak Alanlar Şube Müdürü Fatma Nisa Erimez, il merkezi ve ilçelerindeki muhtarlar katıldı.
Bitlis'te 'Biyokaçakçılıkla Mücadele' Çalıştayı
Bitlis'te 'Biyokaçakçılıkla Mücadele' çalıştayı düzenlendi.