İstanbul Eylem Planı'nda iddialı hedef

İstanbul Eylem Planı'nda iddialı hedef

2020'ye kadar 48 ülkeden yarısı, gelişmeleri sağlanarak EAGÜ listesinden mezun olacak!

BM’nin İstanbul’da yapılan 4. En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Konferansı, söz konusu ülkelerin kalkınması için iddialı hedefleri kapsayan İstanbul Eylem Planı’nın yayımlanmasıyla sona erdi. İstanbul Eylem Planı’nda, en azgelişmiş 48 ülkenin 2020 yılına kadar en az yarısının bu listeden çıkarılacak şekilde gelişmelerinin sağlanarak “mezun olmaları” hedefi yer aldı.

Konferansın sonunda EAGÜ ülkeleri için gelecek 10 yılda yapılacakların ve bu ülkelerin kendilerinin yapacaklarını kapsayan bir yol haritası niteliği taşıyan İstanbul Eylem Planı yayımlandı. 50 sayfalık “2011-2020 Döneminde, En Az Gelişmiş Ülkeler İçin Eylem Planı” başlıklı belgenin 10 maddelik giriş bölümünde, 48 ülkeden oluşan en azgelişmiş ülkelerin dünyada toplam 880 milyonluk nüfusa sahip olduğu anımsatıldı ve “En azgelişmiş ülkelerin yüzde 75’inden fazlası hâlâ yoksulluk içinde yaşarken bu duruma kayıtsız kalınamaz” denildi. Son 30 yılda sadece 3 ülkenin en azgelişmiş ülkeler listesinden mezun olabilmesinin uluslararası toplumu derinden kaygılandırdığı vurgulandı.

“En fakir, en kırılgan, en zayıf ülkeler ve halklar olan EAGÜ ile işbirliği, dayanışma ve ortaklık içinde bulunmak, sadece ahlaki değil, aynı zamanda ekonomik ve siyasi bir zorunluluk” saptamasının yer aldığı planda, EAGÜ’nün dünya refahı için muazzam bir iş gücü ve doğal kaynak potansiyeline sahip olduğu belirtildi. İstanbul Eylem Planı’nda bir önceki dönemin yol haritası Brüksel Eylem Planı’nın (BEP) değerlendirmesi de yapıldı. EAGÜ’nün Milenyum hedeflerine ulaşmada bazı ilerlemeler kaydettiği ifade edilen değerlendirmede, ancak çocuk ölümleri ve anne sağlığı gibi konularda bu ülkelerin hâlâ çok gerilerde olduğunun altı çizildi. En azgelişmiş ülkelerin büyük bir kısmının dışlarındaki ekonomik gelişmelere ve değişken sermaye akışına karşı daha kırılgan olduğu da bildirildi.

Çıkarılan dersler

Brüksel Planı’nın genel değerlendirmesinin ardından, bu plandan ulusal, bölgesel ve uluslararası çapta çıkarılan dersler bulunduğu vurgulandı. Bu dersler şöyle sıralandı.

* Uluslararası destek tedbirlerinin bazıları en azgelişmiş ülkelerin özel ihtiyaçlarını karşılamada sınırlı sonuç vermekte. Bazı durumlarda uygulama zorlukları çıkabiliyor ya da politika ahengi ve tutarlılığı yakalanamıyor. Bu nedenle uluslararası destek tedbirleri en azgelişmiş ülkelerin özel ihtiyaçları ve öncelikleri doğrultusunda güçlendirilmeli.

*EGAÜ kişi başına düşen gelirleri düşük bir grup ülke olarak görmek yerine, Eylem Planı bu ülkelerin her birinin kendine özgü coğrafik zorluk ve kırılganlıklarını dikkate almalı.

* Eylem Planı’nın ulusal gelişim plan ve programlarına entegrasyonu ve bunun için gerekli liderlik sağlanmalı.

* Küresel ekonomide ardı ardına gelen krizler kırılganlıklara ve istikrarsızlıklara dair yeni bir bakış açısı yarattı. Bu nedenle en azgelişmiş ülkelerin yapısal dönüşümlerine üretim kapasitelerini arttırarak ve çeşitlendirerek yeniden odaklanılmalı.

* Eylem Planı’nın gelişmiş ortakların yardım, ticaret ve gelişim stratejilerine daha iyi entegrasyonu sağlanmalı.

* Gelişmiş ortakların yanı sıra gelişmekte olan ülkeler de kapasiteleriyle uyumlu şekilde, Kuzey-Güney diyaloğunun yerini almayacak ancak tamamlayacak mahiyetteki Güney-Güney diyaloğu çerçevesinde, yeni Eylem Planı’nın uygulanmasına katkıda bulunabilir.

* Gelecek 10 yıldaki gelişim stratejisi, yerel üretim kapasiteleri arttırılarak ve çeşitlendirilerek ihraç öncelikli büyüme stratejilerini tamamlamalı, tarıma ve kırsal gelişime daha çok ilgi gösterilmeli.

*EAGÜ’de yapısal dönüşüm sağlanabilmesi ve fakirliğin azaltılabilmesi, Eylem Planı’ndaki diğer amaçlara ulaşabilmek için mali kaynaklar arttırılmalı.

* EAGÜ’nün küresel boyutta karar vermede daha etkili bir temsiliyetleri, bu ülkelerin gelişimi için uluslararası ortamı da daha iyi hazırlayacaktır.

Kadın-erkek eşitliği

İstanbul Eylem Planı’nda bu ülkeler için ayrıca üretim kapasiteleri arttırılarak sürdürülebilir, eşitlikçi ve kapsayıcı bir ekonomik büyüme sağlanması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, ülke ekonomilerinin iklim değişikliği de dahil olmak üzere doğal ve çevresel şoklara karşı kırılganlığının azaltılması, mali kaynaklarının geliştirilmesi, demokratik süreçlerin, hukukun üstünlügü ve ilgili kurumların güçlendirilmesi ile bütün düzeylerde iyi bir idari yönetimin oturtulması, insan haklarının korunması, yolsuzluğun azaltılması gibi hedeflere de yer verildi.

Türkiye en azgelişmişlerin sesi

4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’nın kapanışında konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Türkiye en azgelişmiş ülkelerin sesi oldu, sesi olmaya da devam edecek” dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, BM’nin En Az Gelişmiş Ülkeler Yüksek Temsilcisi Cheick Sidi Diarra, konferansın hükümetler arası hazırlık komitesi başkanı ve aynı zamanda Finlandiya’nın BM’deki Daimi Temsilcisi Jarmo Vinanen, konferansın koordinasyon bürosu başkanı Nepal Dışişleri Bakanı Upendra Yadav ve konferans sözcüsü Tim Wall ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi.

Konferans kapsamında gerçekleştirilen bütün etkinlikler sayıldığında toplam 10 bin kişilik katılım gerçekleştiğini ifade eden Davutoğlu, toplantıyla ilgili en önemli amaçlarının en azgelişmiş ülkelerin kalkındırılması konusunda küresel bilincin oluşması olduğunu vurguladı.

Davutoğlu, 50 sayfalık İstanbul Eylem Planı’nın en azgelişmiş ülkelerin kalkınması için 2020’ye kadar hem bu ülkelere hem de gelişmiş ülkelere düşen görevleri net bir şekilde ortaya koyduğunu, tüm sektörlerin de planda içerildiğini söyledi. Davutoğlu, Brüksel Deklarasyonu’nun izleme mekanizması konusunda yetersiz kaldığı yönündeki eleştirileri hatırlatarak, İstanbul Deklarasyonu ile bu açığın giderildiğini ifade etti. Davutoğlu, İstanbul Eylem Planı’nın hayata geçirilmesi için medyadan da destek istedi. Davutoğlu, bir katılımcının “En azgelişmiş ülkeler için her yıl bir araya gelin” önerisi üzerine İstanbul’da 2015’te yine bir EAGÜ Konferansı düzenlemek istediklerini ifade etti. BM Temsilcisi Cheick Sidi Diarra, EAGÜ’nün geçen 10 yıl içinde ortalama yüzde 6.2’lik büyüme gösterdiğini, bu büyümenin dünya ortalamasının üzerinde olduğunu, ancak bu büyümenin istihdama ve gelir eşitliğine dönüşmediğini kaydetti. Diarra, bir gazetecinin sorusu üzerine 5-6 ülkenin En Az Gelişmiş Ülkeler Listesi’nden önümüzdeki iki yıl içinde çıkabileceğini söyledi. Diarra, bu ülkeleri Samoa, Tuvalu, Vanuatu, Ekvator Ginesi, Angola ve Doğu Timor olarak sıraladı.

Filistin temennisi

Bir gazetecinin BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı Akademik Konsey Başkanı Richard Falk’un “Filistin EAGÜ Listesi’ne eklensin” önerisi hakkında karara varılıp varılmadığını sorması üzerine Diarra, listeye dahil olmanın önkoşulunun BM’ye üye olmak olduğunu, daha sonra ise üç kritere bakıldığını dile getirdi. Bakan Davutoğlu da “Filistin’in devlet olarak tanınmasının vakti gelmiştir. Filistin BM tarafından tanınırsa daha sonra listeye girmek için gereken kriterleri karşılıyor mu bakılır. İnşallah Filistin’in listeye girmesi gerekmez” diye konuştu.

STK’lerden eleştiri

Konferans çerçevesinde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, düşüncelerinin konferans bildirgesine yansıtılmadığını dile getirdiler.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile