'O Dönem Hakaretin Adı Tenkit Oldu'

'O Dönem Hakaretin Adı Tenkit Oldu'

Kapatılan Refah Partisi Milletvekili Mehmet Elkatmış: 'Bir komutan, o dönem (28 Şubat dönemi) başbakan olan rahmetli Erbakan'a bir toplantıda açıkça hakaret etti. Genelkurmay Başkanlığına bildirilmesine rağmen 'Tenkit etti' denildi. O dönem hakaretin adı tenkit oldu' 'Erbakan, 'Bu parlamentoya ve demokrasiye karşı bir tutumdur. Buna hep beraber Mecliste karşı çıkalım. Gerekirse Mecliste güvenoyu vermeyin ve hükümeti gerekirse siz devirin' dedi. Onlar da 'Bu askerle senin aranda bir mesele, biz karışmayız' dediler' 'Tayyip Bey başta olmak üzere Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Bey görevden alındı ve sudan sebeplerle mahkum edildi. Ben bir hukukçu olarak, onlara izafe edilen suçu kabul edemiyorum'

SÜLEYMAN TUNÇ - Kapatılan Refah ve Fazilet partilerinde milletvekilli olan Mehmet Elkatmış, 28 Şubat postmodern darbe sürecinde yaşananlara ilişkin, "Bir komutan, o dönem başbakan olan rahmetli Erbakan'a bir toplantıda açıkça hakaret etti. Genelkurmay Başkanlığına bildirilmesine rağmen 'Tenkit etti' denildi. Yani hakaretin adı tenkit oldu." dedi.

Elkatmış, 28 Şubat postmodern darbesiyle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, darbelerin Türkiye'de insan hakları, ekonomi ve istikrar açısından büyük yaralar açtığını söyledi.

AK Parti'nin kurucuları arasında yer alan ve 22'nci dönem Niğde Milletvekili olan Elkatmış, 28 Şubat döneminde askeri vesayetin toplum ve siyasetçiler üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu ifade etti.

Elkatmış, dönemin Erzurum Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Osman Özbek'in Necmettin Erbakan'a karşı söylediği sözleri hatırlatarak, "Bir komutan, o dönem başbakan olan rahmetli Erbakan'a bir toplantıda açıkça hakaret etti. Genelkurmay Başkanlığına bildirilmesine rağmen, 'Tenkit etti' denildi. O dönem hakaretin adı tenkit oldu." diye konuştu.

Askeri vesayetin denetlemeden uzak kalmasının darbelere kapı araladığını belirten Elkatmış, 28 Şubat sürecinde parlamentoda olan bir isim olarak, darbeye destek veren siyasetçileri de gördüğünü söyledi.

- "Erbakan, o kararları uygulamadı"

Elkatmış, 28 Şubat sürecini başlatan Milli Güvenlik Kurulunda (MGK) alınan kararlara da değinerek, "Rahmetli Erbakan hocamız, Başbakan olarak onlara katılmadı ama kamuoyunda sanki Erbakan kararları kabul etmiş gibi bir algı oluşturuldu. Biz içindeyiz ve grup toplantılarında da bunları anlattı. Erbakan, o kararları kabul etmedi ve uygulamadı." dedi.

Yaşanan sürecin sancısız geçmesi için Necmettin Erbakan'ın istifasını dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sunduğunu ifade eden Elkatmış, şöyle devam etti:

"Rahmetli Erbakan, istifa mektubunun yanında bir şey daha verdi. Refah Partisi milletvekilleri, DYP'den bir kısım milletvekili, BBP'den ise rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları ile bir deklarasyon imzaladık. 'Biz yeni kurulacak hükümette Tansu Çiller'in başbakan olmasını kabul ediyoruz' diye. Demirel iki mektubu da aldı ve 'Hükümeti tayin etmek benim görevimdir.' dedi. Ama o sırada imza veren DYP'li bir çok milletvekili partilerinden istifa etti. Yani parlamentonun üzerinde bir baskı vardı ve milletvekilleri partilerinden istifa ettiriliyordu."

- "Bu, askerle senin aranda bir mesele"

Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın özellikle muhalefet partisi liderleriyle yaptığı görüşmeleri anlatan Elkatmış, "Erbakan, 'Bu parlamentoya ve demokrasiye karşı bir tutumdur. Buna hep beraber Mecliste karşı çıkalım. Gerekirse Mecliste güvenoyu vermeyin ve hükümeti gerekirse siz devirin' dedi. Onlar da, 'Bu, askerle senin aranda bir mesele, biz karışmayız' dediler." ifadelerini kullandı.

Elkatmış, Refah Partisinin genel görüşme önergesi verdiğini, ancak dönemin TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin önergeyi işleme koymadığını belirterek, "İşleme koymama gibi bir yetkisi yoktu. Belli sayıda verilmiş bir önerge ve takdir hakkı da yoktu. Ama parlamento darbecilerden yana oldu." dedi.

28 Şubat döneminde medyanın da algı oluşturduğunu anlatan Elkatmış, şunları kaydetti:

"Tayyip Bey başta olmak üzere Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Bey görevden alındı ve sudan sebeplerle mahkum edildi. Ben bir hukukçu olarak, onlara izafe edilen suçu kabul edemiyorum. Ama görevden alındıkları gibi gidip içeride verilen cezayı çektiler. Refah Partisi kapatıldı. Neydi suçumuz? Milletvekilliğinin düşürülmesi gereken isimlerin olduğu iddianamede ben de vardım. Benim suçum neymiş? O zaman başörtüsü zulmüne protesto için el ele bir zincir oluşturuldu ve buna ben de katıldım. Basın bizi tanıdığı için fotoğrafımızı çekti ve 'Susurluk Komisyonu Başkanı da protestoya katıldı' diye yayınladı. Bu delil olarak Anayasa Mahkemesine verildi."

- "İnşallah bir daha yaşanmaz"

Darbe dönemleri ve özellikle 28 Şubat sürecindeki özgürlük anlayışı ile günümüzün kıyaslanamayacağının altını çizen Elkatmış, parti kapatmaların önüne geçilmesinin özgürlükler açısından önemli bir adım olduğunu söyledi.

Elkatmış, AK Parti'ye açılan kapatma davasında da milletvekilliğinin düşürülmesiyle karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, "Adı ne olursa olsun, ister fiili ister postmodern isterse de muhtıra olsun, bunlar inşallah bir daha yaşanmaz. Artık toplum da böyle bir olgunluğa erişti. 15 Temmuz'da halkımız çıktı darbeye karşı koydu. TSK veya başka kuvvetler koymadı ki. Artık askeri vesayet kalktı ve asker de denetlenebiliyor. Bugünkü duruma da şükrediyoruz." diye konuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile