U2 konserinden izlenimler....

Bono konserlerinde çok konuşur. Belki burada da konuşacaktı. Ama "Bugün Egemen Bağış sayesinde Boğaz Köprüsü'nden geçtik" der demez tribünlerden toplu protesto başladi. Hemen lafı değiştirdi, "Tamam bu akşam siyasetçilerden konuşmayalım" dedi ve sözü kısa kesti.

Bono konserlerinde çok konuşur. Belki burada da konuşacaktı. Ama "Bugün Egemen Bağış sayesinde Boğaz Köprüsü'nden geçtik" der demez tribünlerden toplu protesto başladi. Hemen lafı değiştirdi, "Tamam bu akşam siyasetçilerden konuşmayalım" dedi ve sözü kısa kesti.
* 12 Eylül'den sonra gözaltına alinan ve kaybolan, sonra da U2'nun bir albüm kapağında öyküsünü bütün dünyaya tanıttığı Diyarbakırlı Fehmi Tosun'un adını andı bir şarkı öncesinde. "Fehmi Tosun'u unutmayalım" diye çağrıda bulundu. Ancak tribünlerin Tosun'un adını bildiklerini söylemek zordu, Bono'nun çağrısına karşılık veren pek olmadı.

* Tosun'un kaybını hiçbir zaman kabul etmeyen, davasına sahip çıkan esi Hanim Tosun'un konserin sürprizi olarak sahneye çağrılması bekleniyordu. Ama sürpriz Zülfü Livaneli oldu.

* Livaneli U2 eşliğinde ve Bono ile kolkola "Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor" şarkısını söyledi. Bütün stad eşlik etti ve Livaneli büyük alkış aldı.

* Sahnenin hemen dibindeki bölge "red zone" olarak adlandırılmıştı. (Sanırım bu bölgenin bilet fiyatlari bayağı pahalıydı ve AIDS'le mücadele için harcanıyor) Bono'nun red zone'dan alıp sahneye çıkardığı, kucak kucağa şarkı söylediği, sahneyi birlikte dolaştığı genç kız, doğal hareketleri, tavırlarıyla gecenin "sempati yıldızı" oldu.

* Bono'nun Filistinlilere, İranlı rejim karşıtı göstericilere gönderdiği selamlar, konserin sonunda dev barkovizyonda "bir olursak her zorluğun üstesinden geliriz" diyen Başpiskopos Desmond Tutu ve ellerinde Uluslararası Af Örgütü'nün simgesiyle sahneye çıkan gencler de büyük alkış aldılar.

* Ve tabii bir kez daha Olimpiyat Stadı'nın ulaşım sorunu. Konser insanlar ulaşamadığı için 1 saate yakın gecikmeyle başladı. Bitişte durum daha da kötüydü, bir saat sonra hala stad çevresinden ayrılamayanlar vardi.

* Özellikle komşu ülkelerden gelen çok sayida izleyici vardi. Hemen bütün Balkan ülkelerinin dilleri, İtalyanca ve Farsca duyuluyordu seyirciler arasında.

* Ve tabii ulaşım sorununda en büyük çileyi cekenler de onlar oldu. Konser bittiğinde, gelişte insanlari karşılayan ve yönlendiren görevlilerin hepsi kayıplara karışmışlardı. Zaten doğru dürüst hiçbir işaretleme yoktu. Çevre karanlıktı, stadın kuzey tarafi metro inşaatı nedeniyle şantiye halindeydi. Ve İstanbul'un taksicileri ve minibüsçüleri avlarını bekliyorlardı. Zavallı yabancilar bu karmaşanın tam ortasında kaldılar.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile